.
.

18.07.2008

Kızamık aşısı ile ilgili önemli açıklama

Kızamık aşısı ve aşının yan etkisi SSPE ile ilgili açıklama

Son zamanlarda basın kuruluşlarında aşılar ile ilgili çok sayıda spekülatif haberler çıkmaktadır. Bunların büyük kısmı içerik ya da sunuş açısından halkı yanıltıcı, gereksiz yere kaygılara ve hatta paniğe yol açan bilgilerdir.

Bu haberlerle ilişkili olarak Türk Pediatri Kurumu’nun görüşleri şöyledir :

Kızamık aşısı

Kızamık geçiren çocukların çok küçük bir kısmında (1/100.000) SSPE denen beyin hastalığı gelişebilmektedir.

Oysa bundan çok daha önemlisi, kızamığın zatürreye neden olarak ölümlere yol açmasıdır. Ülkemizde kitlesel olarak kızamığa bağlı zatürreden ölenler için “Kızamık Ağıtı” (Ceyhun Atıf Kansu) gibi şiirler yazıldığı unutulmamalıdır. Hal böyleyken, çok nadir görülen, ama gerçekten de çok şanssız bir durum olan SSPE gibi bir kızamık komplikasyonunu gündeme getirmek, gereksiz yere spekülasyon yaratmaktadır.

Verilen bilgiler sanki 1 doz kızamık aşısı olan çocuklarda SSPE hastalığı görülürmüş izlenimini doğurmaktadır.

Burada sorun şudur: Eğer çocuklar 9 aylıkken 1 doz aşılanmışlarsa 15 aylıkken 1 doz daha ve tercihen de Kızamık-Kızamıkçık-Kabakulak aşısı olmalıdırlar. Eğer 12 aylıktan sonra tek doz bile aşı olmuşlarsa, bu durumda büyük olasılıkla kızamığa ve dolayısıyla da kızamığın bir komplikastonu olan zatürreye ve çok ender komplikasyonu olan SSPE’ye yakalanmayacaklardır. Yani burada aşının sayısından çok zamanı önemlidir. Kızamık Kızamıkçık Kabakulak aşısının okula başlama yaşlarında 1 doz daha yapılması önerilir.

Thimerosal ile ilgili açıklama

Thimerosal aşıların bazılarının içerisinde bulunan koruyucu bir maddedir. Bu aşıların içerdiği civa miktarları Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) izin verdiği limitlerin çok altındadır. Bununla birlikte, thimerosal otizmin de içinde bulunduğu bazı nöropsikiyatrik bozukluklara yol açabileceği kaygısıyla aşıların bir bölümünden önlem olarak çıkarılmıştır. Ancak yapılan bilimsel çalışmalar, nedeni tam olarak bilinmeyen ve genetik yatkınlıklarla da ilişkili olabilen otizm ile bu madde arasında bir ilişki olduğunu göstermemiştir.

Ülkemizde çocuklarımızın aşılama durumu istenen ölçülerde değilken, halkı paniğe uğratacak ve ailelerin çocuklarını aşılatmadan kaçınmalarına yol açacak böyle haberlerin yayınlanmasını doğru bulmuyoruz. Dünyanın çeşitli ülkelerinde nedeni tam olarak bilinmeyen bazı hastalıkları aşılarla ya da başka nedenlerle ilişkilendirmeye çalışan gruplar vardır. Bilimsel verilerle doğrulanmadıkça günümüzde yapılan aşılardan vazgeçilmesine yol açacak her türlü habere ve söylentiye kulak asılmamasını, bu konuda yetkili olan Sağlık Bakanlığı’nın uyarılarının dikkate alınmasını öneririz.

Ülkemizde aşılama politikalarını ülke gerçeklerini dikkate alarak Sağlık Bakanlığı belirlemektedir. Bununla birlikte Türkiye’de sağlığa ayrılan kaynakların yetersizliği nedeniyle Sağlık Bakanlığı tarafından Kızamıkçık, Kabakulak, HIB (halk arasında menenjit aşısı), Hepatit A ve Su çiçeği aşıları yapılamamaktadır. Aşısı ile korunulabilen her hastalığa karşı aşı olabilmek tüm çocukların hakkı olmalıdır. Bu nedenle, ülke kaynaklarını kullanma yetkisinde olan kişilerin bu kaynakları kullanırken yapacakları tercihler çocuklarımızın sağlığını yakından ilgilendirmektedir. Yakın gelecekte koruyucu tıp hizmetlerine ve aşılama için daha fazla kaynağın ayrılmasını ummak isteriz.

Ülkemizde yapılmakta olan tüm aşıların ithal olduğunu, Türkiye’de eskiden aşı üreten birimlerin “globalleşen” dünyada artık işlevlerini yerine getiremediğini ve pek çok konuda olduğu gibi aşılar konusunda tamamen dışa bağımlı bir durumda olduğumuza dikkat çekmek isteriz.

Prof. Dr. Haluk Çokuğraş
Türk Pediatri Kurumu Genel Sekreteri

8.07.2008

Bebek gelişimindeki rolünüz..Öneminin farkında mısınız?

Bebeğin kişiliğinin gelişiminde yaşamın ilk 3 yılı,özelikle de ilk yıl çok önemlidir.Bebeğinize sevgi ve güven dolu bir ortam sağlamalı ve bu duyguları ona hissettirebilmelisiniz.

Bebeğiniz ve duygusal gelişimi

Bebeğinize annesi ve babası tarafından çok sevildiğini ve her zaman yanında olacağınıza dair güven vermelisiniz.Bebeğin bakımını eğer mümkün olabiliyorsa ilk yıl anne üstlenmelidir.Bebeğiniz verdiklerinizi alır,vermediğiniz bir şeyi alamaz ve öğrenemez.Siz ona sevgi,güven,huzur verirseniz bebeğiniz bu duyguları tanıyıp öğrenir.Siz ona öfke,isyan,red duyguları verirseniz bu duygularla büyür gelişir.

Bebeğin her gün yağlanarak masaj yapılması da bu açıdan çok önemlidir.Anne ya da babanın bebeğin vücuduna sevgi dolu teması bazı hormonların salgılanmasına neden olur,bunlar bebeğin daha iyi uzamasını, kilo almasını sağlar.Hatta beyin dalgalarını bile düzene sokar.Bebek sevgiyle büyür, bunu hiç unutmuyoruz. Ülkemizin ve ailemizin geleceği olan çocuklarımıza yeterli zamanı ayırıp ilgi ve sevgiyi göstermeliyiz.



ANNE VE BABALAR ! UNUTMAYIN ! EĞER BİR ÇOCUK:

SÜREKLİ ELEŞTİRİLMİŞSE,

KINAMAYI VE AYIPLAMAYI ÖĞRENİR..

KİN ORTAMINDA BÜYÜMÜŞSE

KAVGA ETMEYİ ÖĞRENİR..

ALAY EDİLİP AŞAĞILANMIŞSA,

SIKILIP UTANMAYI ÖĞRENİR.

DEVAMLI UTANDIRILARAK TERBİYE EDİLMİŞSE,

KENDİNİ SUÇLAMAYI ÖĞRENİR

HOŞGÖRÜ İLE YETİŞTİRİLMİŞSE

SABIRLI OLMAYI ÖĞRENİR

DESTEKLENİP YÜREKLENDİRİLMİŞSE

KENDİNE GÜVEN DUYMAYI ÖĞRENİR.

ÖVÜLMÜŞ VE BEĞENİLMİŞSE,

TAKDİR ETMEYİ ÖĞRENİR.

HAKKINA SAYGI GÖSTERİLEREK BÜYÜTÜLMÜŞSE,

ADİL OLMAYI ÖĞRENİR

KABULVE ONAY GÖRMÜŞSE,

KENDİNİ SEVMEYİ ÖĞRENİR.

AİLE İÇİNDE DOSTLUK VE ARKADAŞLIK GÖRMÜŞSE

BU DÜNYADA MUTLU OLMAYI ÖĞRENİR..

Bebeklerde görülen sarılık

Bebeklerde doğumdan sonraki günlerde ortaya çıkan sarılığa "Yenidoğan Sarılığı" adı verilir.

Yenidoğan sarılığı sık görülür mü?

Evet sık görülür.Zamanında doğan bebeklerin %60’ında,erken doğan bebeklerin %80’inde yaşamın ikinci-üçüncü günü başlayıp bir hafta kadar süren sarılık görülebilir

Sarılık nasıl gelişir?

Sarılık önce gözlerin beyazından başlar sonra bebeğin yüzü, gövdesi, kolları ve bacakları sararır. Yüzünde görülen hafifçe sarılık önemli değildir. Eğer sarılık bebeğin göbeğine kadar iniyorsa mutlaka doktor tarafından değerlendirilmesi gerekir.

Yenidoğan sarılıklarının nedenleri nelerdir?

İlk gün başlayan sarılıklar çok önemlidir. Genellikle kan uyuşmazlığının belirtisidir. Anne negatif, bebek pozitif kan grubuna sahipse bu Rh uygunsuzluğu, anne O grubu bebek A veya B grubu ise bu ABO uygunsuzluğu olarak adlandırılır. Bu bebeklerde sarılık olştuğu takdirde kan tahlili yapılır, ışık tedavisi (Fototerapi) yada gerekirse kan değişimi uygulanır.

Bu durum önemli midir?

Sarılık nedeni olan bilirubin kanda çok yükselirse ve tedavi edilmezse bebeğin beyni geri dönüşümsüz olarak etkilenir.Beyin bir kere yüksek sarılığa bağlı olarak zarar gördüyse bu durumu düzeltmek için yapılabilecek hiçbir tedavi yoktur.Bu nedenle bebek sarardıktan sonra,doktor tarafından izleme alınması ve tedavi gerekiyorsa hemen uygulanması gerekir.

Unutmayın;

Bebeğin sarılığının derecesi ne olursa olsun 15 günü geçen sarılıklarda mutlaka doktora gidilmesi gerekir.

Bebekte Laringomalazi (Nefes borusunda çökme)

Laringomalazi nasıl oluşur?

Normal bir yetişkinde nefes borusunun yapısını oluşturan kıkırdaklar sert yapıdadır. Doğumdan sonra henüz büyümeye başlayan bebeğin nefes borusunda yer alan kıkırdaklar ise çok yumuşak bir yapıya sahiptir.

Bu yumuşak kıkırdakların nefes borusuna yeterli destek verememesi nedeniyle bebek nefes aldığında oluşan vakum , kıkırdakların ve etrafındaki dokuların nefes borusunun içine doğru çökmesine neden olur.Bu çökme, " Laringomalazi " olarak adlandırılır.

Laringomalazi'nin en belirgin özelliği nedir?

Laringomalazi havayolunu daralttığı için hırlamaya benzeyen bir sese neden olur.Hırlama sesi özellikle bebek nefes alırken çok belirgindir.

Laringomalazi'nin diğer özellikleri şunlardır :

En sık rastlanan (% 75) doğumsal nefes borusu anomalisidir.Yani Laringomalazi doğumsal bir hastalıktır.

Erkek çocuklarda daha sık görülür.

Ses tellerini ilgilendiren bir problem olmadığından bebeğin sesi normaldir.

Yüzüstü yatmakla şikayetler azalırken, sırt-üstü yatmakla şikayetler artar.

Ağlama, derin nefes alma, beslenme ve ajitasyon halinde hırlama daha belirgindir.

Uyku halinde veya sakin solunum sırasında hırlama ya yoktur, ya da çok azdır.

Laringomalazi'nin tedavisi zorunlu mudur?

Bebek büyüdükçe yumuşak olan yapıların sertleşmesi ve gerginleşmesi ile hırlamalar azalır.Genellikle 18.aya kadar kendiliğinden düzelir.

Laringomalazi kendiliğinden düzelen bir tablo olmasına rağmen olası olumsuzluklardan kaçınmak için doktor tarafından izlenmesi gerekir.

Dikkat edilmesi gereken noktalar..

Beslenme sırasında birkaç lokmada bir ara verilmelidir.

Rahatsız edici olduğu zaman bebek yüzüstü yatırılmalıdır.

Çok şiddetli olduğu durumlarda gerekirse nazogastrik tüp adı verilen bir sonda ile beslenme yapılabilir.

Ameliyat gerekir mi?

Solunumu ve beslenmeyi engelleyen,morarmaya neden olan,göğüs deformitesine neden olacak kadar ağır olan Laringomalazilerde supraglottoplasti ameliyatı gerekebilir ancak bu ameliyata ihtiyaç duyan bebek sayısı son derece azdır.

Çocukta zeka geriliği (Mental retardasyon)

Çocukta zeka geriliği (Mental retardasyon)

Çocukluk döneminin en sık rastlanılan kronik hastalıklarından biri olan zeka geriliği çocuğun yaşam performansında ciddi kısıtlamalara neden olur.

Zeka geriliği önemli derecede zeka ve davranış bozukluğu anlamına gelir.

Zeka geriliğinin nedeni ve oluşumu çok çeşitlidir.

Zeka geriliğinde tedavi :

* Şahısa özgüdür
* Çok boyutludur
* Çocuğun gelişim düzeyine göre ve
* Nedene göre değişir.

Zeka geriliğinin şiddetinin evreleri

Sınırda zeka geriliği (IQ : 68-83)

Düzgün konuşabilirler. IQ 69 üzerinde olanlar zeka geriliği kriterlerine uymamakla birlikte, eğitimsel problemlere hassastırlar. Böyle birçok çocuk özel sınıflarda özel ilgi ile yeterli fonksiyona sahip olurlar.

Hafif zeka geriliği (IQ : 52-67)

Bu grup daha önceden zeka geriliği olarak sınıflanan çocukların % 90 ’ını oluşturur. Çoğu özel sınıfta eğitime ihtiyaç gösterir. Uyum becerileri fazla olanlar yetişkinler gibi bağımsız hareket edebilirler.

Orta düzeyde zeka geriliği (IQ : 36-51)

Bu gruptaki çocukların eğitimsel amacı primer olarak maksimal düzeyde kendine bakım üzerinde yoğunlaşır.

Ağır zeka geriliği (IQ : 20-35)

Bu gruptaki çocuklar kendine bakım konusunda çok az şey öğrenirler. Basit konuşma becerileri vardır. Bütün hayatları boyunca çok fazla ilgiye gereksinim duyarlar.

Aşikar zeka geriliği (IQ < 20)

Bu gruptaki çocuklar tamamen gözlem ve bakıma muhtaç’tır. Kendine bakacak çok az beceriye sahiptirler. Çok azı tuvalet eğitimini öğrenebilir. Lisan gelişimi çok azdır.

Ne yapılmalıdır?

Zeka geriliği belirtilerinin farkedilmesi ailenin sorumluluklarının yön değiştirmesi anlamına gelir.Bu durumdaki çocukların özel eğitime tabi tutulması,hem hastanın hem de ailenin gelecek yaşamında özel önem taşır.

Profesyonel yardım alınması,özel eğitim sağlanması ve zeka geriliği düzeyine uyan bir yaşam tarzının belirlenmesi zeka geriliği yaşayan bireyin ve çevresindeki insanların hayatını kolaylaştıracaktır.

Asetaminofen (Parasetamol)

Asetaminofen (Parasetamol)

500 mg. Tablet için:

Kullanım Şekli:

*
Büyüklerde günlük doz 1-2 tablet
*
3-6 yaş arası 1/4 tablet
*
6-9 yaş arası 1/2 tablet
*
9-12 yaş arası 1 tablet

Maksimum günlük erişkin dozu 4 g ve çocuk dozu 0.6-2 gram'dır.

Kullanıldığı Durumlar:

Baş ağrısı, migren, adet sancıları, diş ağrısı, soğuk algınlığı ve gripal enfeksiyonlara bağlı ağrı, nevralji, nevrit, siyatik, lumbago, kas ve eklem ağrıları, orta kulak ağrıları, sinüzit ve cerrahi operasyonlara veya yaralanmalara bağlı ağrılar ile adet zorluklarından kaynaklanan ağrılarda kullanılır.

Asetilsalisilik asite (Örneğin aspirin) duyarlılığı olan hastalarda alternatif ilaç olarak kullanılır.

Kullanılmasının sakıncalı olduğu durumlar:

İleri derecede böbrek ve karaciğer rahatsızlığı olan hastalarda kullanılmamalıdır.

Parasetamole aşırı duyarlılığı olanlarda ve daha önce anemisi olanlarda kullanılması sakıncalıdır.

Uyarılar:

Parasetamolün 20 gramdan fazla alınmasında ölümcül risk vardır.

Aktif alkolizm, viral hepatit, karaciğer hastalığı ve ağır böbrek fonksiyon bozukluğu olanlarda dikkatle kullanılmalıdır.

Kronik alkoliklerde terapötik dozları takiben hepatotoksisite ve karaciğer yetmezliği gelişir.

Kronik alkol bağımlılarında güvenli doz saptanamadığından, günde 2 g veya daha düşük dozlar önerilir.

Alışılmış terapötik dozlarda kısa süreli olmak şartıyla gebeliğin tüm dönemlerinde kullanılabilir.

Yüksek dozlarda devamlı kullanımı annede anemiye, yeni doğan bebekteyse fatal böbrek hastalığına neden olabilir.

Yan Etkileri:

*
Deride püriritik makulopapüler döküntüler,
*
Ürtiker,
*
Methemoglobinemi
*
Bazı gastrointestinal belirtiler gibi yan etkiler görülebilir.

İlaç Etkileşimleri:

Barbitüratlar ve diğer antikonvülzanlar, kloramfenikol, desipramin, doksorubisin, mide boşalma süresini etkileyen ilaçlar ve uzun süreli tedavilerde antikoagülan ilaçlarla etkileşme olasılığı vardır.

Alkol parasetamolün hepatotoksik etkisini artıracağından birlikte kullanılmamalıdır.